Son günlerde Türkiye’de bir ailenin başına gelen ve sosyal medyada geniş yankı uyandıran bir olay, toplumun bir kez daha çocuklara yönelik şiddet konusundaki duyarlılığını artırdı. Olay, 4 yaşındaki bir çocuğun annesi tarafından çekpasla vurulması ve tokatla darbedilmesi şeklinde gerçekleşti. Bu tür olayların yaşanıyor olması, hem kadınların hem de çocukların korunması gereken bireyler olarak toplumda yeniden ele alınması gerektiğini gösteriyor.
Çocuklara yönelik şiddetin her geçen gün artması, medya ve sosyal platformlarda tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu son olay, birçok kullanıcının tepkisini çekti ve sosyal medyada “#ÇocukHakları” etiketiyle birçok paylaşım yapıldı. Kullanıcılar, 4 yaşındaki çocuğun yaşadığı travmanın ciddiyetine dikkat çekerek, benzer durumlar karşısında toplumun nasıl bir tavır alması gerektiği hususunda yorumlarda bulundular. Bu olay üzerine yapılan paylaşımlarda; “Çocuğa el kaldıranlar, insanlığı kaybetmiş demektir!” gibi çarpıcı sözlerle, bu tür eylemlere karşı net bir duruş sergilendi.
Olayın ardından, çocuğa yönelik bu şiddetin faillerinin yasal olarak nasıl bir muamele göreceği merak konusu oldu. Toplumda bu tür durumlara karşı daha hızlı ve etkili bir yasal düzenlemenin şart olduğu gündeme geldi. Uzmanlar, çocuklara yönelik bu tür eylemlerin yalnızca ayrımcı ceza yasaları ile çözülemeyeceğini, aynı zamanda toplumda farkındalık yaratma, eğitim programları ve rehabilitasyon süreçlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle ebeveynlerin çocuk yetiştirme yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi, gelecekte yaşanabilecek bu tür şiddet olaylarının önüne geçmek için kritik bir adım olacaktır.
Bu olayın ardından pek çok dernek ve sivil toplum kuruluşu, çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla birtakım projeler geliştireceğini duyurdu. Ayrıca, aile içindeki şiddetin önlenmesi için yürütülecek çalışmalara hız verileceği bildirildi. Yaşanan bu olayın toplumda yarattığı infial, çocuk hakları konusunda daha fazla farkındalık ve duyarlılık oluşturma çabalarını sürdürmekte oldukça etkili olacaktır.
4 yaşındaki çocuğa şiddet uygulanması durumu, bir kez daha “Çocuklar bizim geleceğimiz” sloganının ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi. Çocukların身体 ve ruh sağlığını koruma noktasında toplumun her kesimine görev düştüğünü unutmamak gerekiyor. Her bireyin, çocukların yaşadığı her tür şiddete karşı duyarlı olması ve bu konularda sesini yükseltmesi, daha sağlıklı bir toplum yaratmak adına atılan önemli adımlar arasında yer alacaktır.
Sonuç olarak, bu tür olayların yaşanması ne yazık ki toplumun kara yüzlerinden biri olmaya devam etmektedir. Ancak sosyal medyanın gücü sayesinde daha fazla insanın dikkatini çekmeyi başarmış bir durum söz konusu. Çocuklarımızın güvenli bir ortamda büyümesi için hepimizin üzerine düşen görevler bulunmaktadır. Unutmayalım ki, her bir çocuk, sağlıklı bir geleceğin teminatıdır ve onları korumak, tüm toplumun sorumluluğudur.