Ülkemiz bir kez daha yürekleri burkan bir cinayet haberiyle sarsıldı. 5 yaşındaki Melike’nin işkence edilerek öldürülüp bir göle atıldığı olay, tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Küçük kızın ölümü, aile içindeki şiddeti ve çocuk istismarını gözler önüne sererken, baba ve üvey anne de ilk kez hakim karşısına çıkmanın hazırlıklarını yapıyor. Olayın ayrıntılarına girmeden önce, Melike’nin yaşamına ve ailesindeki travmaya biraz daha yakından bakalım.
Melike, hayata 2018 yılında gözlerini açtı. Masum bir çocuk, oyun oynamayı seven, hayal gücü geniş bir kız çocuğuydu. Ancak hayatı, daha 5 yaşına gelmeden trajik bir sona doğru sürüklendi. Melike’nin ailesinde yaşanan sorunlar, onun geleceğini gölgeledi. Baba ve üvey anne arasındaki sorunlar, küçük Melike'nin hayatını derinden etkileyerek, onu bir kurban haline getirdi. Aile içindeki çatışmalar, Melike'nin sağlıklı bir çocukluk geçirmesinin önündeki en büyük engel oldu.
Olay, Melike’nin kaybolmasıyla başladı. Ailesi, küçük kızın evden çıktığını ve geri dönmediğini bildirdi. Arama çalışmaları başlatıldı ve kısa süre içinde Melike’nin cansız bedenine ulaşıldı. Gölde bulunan bedeninin durumu ise, cinayet şüphesini güçlendirdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda, baba ve üvey anne gözaltına alındı. Yapılan ilk incelemelerde, Melike’nin işkenceye maruz kaldığı ve ardından boğularak öldürüldüğü belirlendi. Bu durum, toplumda büyük bir infial yarattı.
Mahkeme süreci, tüm Türkiye'nin dikkatini çekiyor. Baba ve üvey anne, ilk duruşmada hakim karşısına çıkarak, suçlama ile ilgili cevap vermek zorunda kaldı. Mahkeme salonundaki gergin ortam, Melike’nin yaşadığı acıları bir kez daha hatırlattı. Aile içindeki iletişimsizlik, daha önce yaşanan olaylar ve şiddet döngüsü, bu gibi dramaların baş göstermesine sebep oluyor. Melike’nin annesi ise kızının kaybının acısıyla başa çıkmaya çalışırken, adaletin yerini bulmasını umuyor.
Olay, çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Herkesin bildiği gibi, aile içinde yaşanan sorunlar çoğu zaman dışarıya yansımaz ve bu da çocukların hayatını tehlikeye atabilir. Melike’nin trajik ölümü, Türkiye’deki çocuk koruma yasalarının ve sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. “Bir daha böyle acılar yaşamayalım” diyen toplum, adalet bekliyor.
Özellikle sosyal medyada bu olay kısa sürede yayıldı, insanlar Melike için adalet istediler. “Küçük Melike’nin kanı yerde kalmamalı” diyen destekçiler, duruşma günü için gerçekleştirdikleri protestolarla, toplumun kesimlerinin bu meseleye olan duyarlılığını artırmaya çalıştılar. Bu tür olayların önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği vurgulandı. Eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve aileler, çocuklara yönelik koruma önlemlerini güçlendirmeye yönelik projeler geliştirmeye teşvik ediliyor.
Melike’nin cinayetinde adalet arayışı sürerken, bu trajik olay toplumdaki diğer ailelerin de gözlerini açtı. Çocukların korunması ve karşılaştıkları tehlikelere karşı daha fazla önlem alınması gerektiği gerçeği, bir kez daha gözler önüne serildi. Adaletin yerini bulacağına dair umut, hala canlı. Bu olay, sadece Melike için değil, tüm çocuklar için adalet talep etme mücadelesinin sembolü oldu. Herkes, Melike’nin anısını yaşatmak ve diğer çocukların yaşama hakkını savunmak için birlik olmalı.